Sinop Nükleer Karşıtı Platform yeniden kuruldu. Sinop NKP`nin kuruluşu Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Göltaş, Onur Kurulu Üyesi Metin Telatar, EMO Samsun Şube Yönetim Kurulu Başkanı Ali Fikret Ergün`ün katılımıyla gerçekleştirilen basın açıklamasıyla kamuoyuna duyuruldu. Konuya ilişkin basın bültenimize ve Sinop NKP`nin basın açıklaması metninin tamamına yazımızın devamından erişebilirsiniz.
SİNOP NÜKLEER KARŞITI PLATFORM KURULDU
Elektrik Mühendisleri Odası‘nın (EMO) sekreteryasını yürüttüğü Nükleer Karşıtı Platform, Sinop‘ta yeniden örgütlendi. Yaklaşık 55 sendika, demokratik kitle örgütü ve siyasi partinin içinde aktif olarak yer alması beklenen Sinop NKP‘nin kuruluşu EMO Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Göltaş‘ın katılımıyla ve kitlesel basın açıklamasıyla kamuoyuna duyuruldu. Sinop NKP, halkla birlikte mücadele vurgusu yaparken, EMO 43. Dönem Enerji Çalışma Grubu Nükleer Enerji Alt Çalışma Grubu tarafından hazırlanan EMO Nükleer Enerji Raporu‘nun ilk tanıtımı da Sinop‘ta yapıldı.
KESK Eğitim Sen Sinop Şubesi‘nde 8 Aralık 2013 tarihinde düzenlenen sohbet toplantısında konuşan EMO Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Göltaş, Sinop‘ta uzun erimli bir mücadele sürecinin yürütüldüğünü, 26 Nisan 2006 tarihinde Türkiye‘nin en büyük çevre mitinginin yapıldığını anımsatarak, Sinop‘ta nükleer santral kurma girişimlerinin hızlandırıldığı bu dönemde mücadelenin yükseltilmesinin önemine dikkat çekti. Göltaş, sadece yerelde bir mücadelenin yeterli olmadığını; Akkuyu ile birlikte düşünülerek, nükleer santral konusunda enerji politikalarındaki yanlışlık da ortaya konularak mücadelenin örgütlenmesi gerektiğini kaydetti.
EMO‘nun Aralık 2013‘de yayımlanan Nükleer Enerji Raporu‘nun ilk tanıtımını da Sinop‘ta yapan Cengiz Göltaş, NKP mücadelesinin ne sadece teknik, ne de ekonomik, ne de yerel bir çalışma olmayacağını vurguladığı konuşmasında Gezi Parkı ve Gerze Termik Santral karşıtı mücadelelere de atıfta bulundu. Mücadelenin başarılı olması için gerici-faşist-piyasacı anlayışla mücadeleyi de kapsaması gerektiğini kaydeden Göltaş, ocak ayında NKP‘nin ortak bir eşgüdüm toplantısı ve kongre yapmasını da önerdi. Göltaş, Japon Meclisi‘nde Türkiye‘de Japonların nükleer santral kurmasına karşı geliştirilen refleks konusunda bilgi verirken, Japonya‘nın nükleer karşıtı hareketinden katılımların sağlanacağı bir etkinliğin Sinop‘ta gerçekleştirilmesine destek vereceklerini de ifade etti.
Sinop NKP Dönem Sözcüsü Zeki Karataş, örgütlenmenin yeniden canlandırılması konusunda gelişmeleri aktarırken, Sinop‘ta ocak ayından itibaren gerçekleştirmeyi planladıkları etkinlikler hakkında bilgi verdi. Toplantıya kişisel ya da çeşitli kurumlar adına katılan temsilciler de söz alarak hem nükleer santral konusunda teknik sorular sordular, hem de mücadelenin geliştirilmesine yönelik öneriler dile getirdiler. Öneriler kapsamında halkla kurulacak iletişimin geliştirilmesinin yanı sıra istihdam ve ekonomik canlanma konusunda Sinop‘ta yapılan propagandaya karşı halka gerçeklerin anlatılmasının önemi üzerinde duruldu.
EMO Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Göltaş, sorular üzerine, nükleer teknolojinin, tıp, tarım gibi alanlarda kullanılmasına yönelik bir itiraz olmadığını; nükleer silahlanma ve nükleer santrala karşı olunduğunu vurguladı. Enerji kaynaklarında tek bir kaynağın ön plana çıkarılmasına yönelik itirazın haklılığına da dikkat çekti. Dünyanın vazgeçtiği nükleer santralların ülkemize pazarlanmasına itiraz edildiğini anlatan Göltaş, enerji verimliliği üzerinde durarak, ülkemizin ikinci el elektronik ürünlerin çöplüğü haline getirilmek istenmesine de itiraz etti. Göltaş, çılgın tüketim felsefesine itirazın da nükleer santral karşıtı mücadelenin parçası olması gerektiğini anlattı.
Sohbet toplantısının ardından Sinop Uğur Mumcu Meydanı‘nda toplanan nükleer karşıtları, sloganlar ve alkışlarla tepkilerini dile getirdiler. Kanser sonucu yaşamını yitiren nükleer santral karşıtı mücadelecilerin de isimlerinin yazıldığı dövizlerle meydanda yerlerini aldığı kitlesel basın açıklaması sırasında, katılımcılar “Nükleere inat, yaşasın hayat”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber, ya hiçbirimiz”, “Radyasyondan ölüyoruz, Sinop‘ta nükleer santral istemiyoruz”, “Nükleer santral istemiyoruz” sloganları attılar. Sinop NKP adına Dönem Sözcüsü Zeki Karataş tarafından meydanda yapılan kitlesel basın açıklamasında, Çernobil ve Fukuşima nükleer santral kazalarının yarattığı felakete dikkat çekilirken, Japon teknolojisine yönelik övgüyle ileri sürülen nükleer santral tezlerinin de Fukuşima‘yla çöktüğüne işaret edildi. “Fukuşima‘dan sonra nükleer yanlıların sarılabilecekleri bir yalan da kalmadı” denilen açıklamada, kirli enerji politikalarına karşı duruşun sürdürüleceği, bilimsel bilgiler ışığında kamuoyunun bilgilendirileceği sözü verilerek Sinop NKP‘nin kuruluşu ilan edildi. Sinop NKP adına yapılan açıklamanın ardından söz alan EMO Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Göltaş da katılımcıları selamlarken mücadelenin sürdürüleceği vurgusunu yaptı.
ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI
9 Aralık 2013
Sinop NKP‘nin açıklamasının tam metni şöyle:
SİNOP NÜKLEER KARŞITI PLATFORM BASIN AÇIKLAMASI
ŞİMDİ MÜCADELE ZAMANIDIR!
SİNOP NÜKLEER SANTRAL İSTEMİYOR!
Ülkemizde siyasi iktidarlar 40 yıldır bir nükleer masalın peşinden gitmekteler. Akkuyu, Sinop ve İğneada 1970‘li yıllarda nükleer santral için seçilen bölgelerdi. O yıllardan bu yana teknoloji değişti, araştırma ve inceleme yöntemleri değişti. Yaşanan kazalarla nükleerin inandırıcılığı kalmadı. Ancak değişmeyen tek şey siyasi iktidarların ve lobilerin rant ve kar hırsı! Kamusal kaynaklara yönelik talan sürüyor. Mevcut siyasi iktidar da karanlık lobilere sözünde ısrarcı davranıyor. Özellikle Başbakan ve yatırımcı Bakanlar Türkiye‘de nükleer santral yapılmasını teknolojik ilerleme ve medeni dünyaya entegre olmak olarak sunuyorlar.
Hâlbuki geçen süre zarfında yaşanan kazalar, “güvenilir nükleer” mitini tüm dünyada yerle bir etti. Çernobil‘in sonuçlarını hepimiz biliyoruz. Fukuşima‘nın sonuçları ortada: Adeta Japonya‘nın çehresi değişti. Çernobil kazası sadece Çernobil‘in değil Avrupa‘nın, Karadeniz‘in kaderini etkiledi. Kazadan önce Çernobil‘in sokaklarında çocuklar oynuyordu. Tabiat, ağaçlar, hayvanlar her şey olması gerektiği gibiydi. Oysa son 27 yıldır Çernobil ve civarı tüm yaşamın sona erdiği ıssız bir bölge haline geldi.
Mart 2011 yılında Fukuşima nükleer felaketinden sonra yaşananlar… Japonya nükleer santral patlaması ve ardından radyasyon seviyesinin yükselmesi, nükleer santrallerin dünyamızı hızlı bir şekilde yok edeceğini bir kez daha gösterdi.
Bireysel olarak dahi nükleeri desteklemek, karşı durmamak, adımıza verilen kararları kabullenmek veya önemsememek hayatımızda, gelecek nesillerimizde çok büyük değişikliklere sebebiyet verecektir.
Sevgili basın emekçileri, değerli Sinoplular;
Türkiye ile Japonya arasında Sinop / İnceburun mevkiine Fukuşima benzeri kazaların yaşanabileceği santral üniteleri kurulması konusunda ön anlaşma 29 Ekim 2013 günü İstanbul / Dolmabahçe Sarayı‘nda; Tayyip Erdoğan ile Japon Başbakanı Shinzo Abe arasında imzalandı. Ve her iki ülkenin meclislerinde görüşülmesi için çalışmalar hızlandırılmaya çalışılıyor. Hepinizin bildiği gibi geçtiğimiz günlerde “nükleer ihraç anlaşmaları” nedeniyle Japonya Meclisi de karıştı. Ocak ayında Erdoğan‘ın Japonya ziyaretinden önce tartışılması planlanan yasa teklifi Haziran 2014‘e ertelendi. Abe ile Erdoğan arasında imzalanan anlaşmaya göre; Türk tarafı bedelsiz olarak; Sinop İnceburun Mevkii‘ni Japon ve Fransız şirketlerine devredecek. Santralın, yardımcı tesislerinin ve üretilecek elektriğin sahibi; Japon-Fransız Konsorsiyumu olacak.
Söz konusu anlaşmaya göre de projenin yaklaşık; 22 milyar ABD Doları‘na mal olması beklenmekte olup, en pahalı enerjiyi üretecektir.
Nükleer santralin artan enerji ihtiyacı nedeniyle zorunlu olduğunu ifade eden siyasi iktidara buradan sesleniyoruz.
Ülkemizde “Enerji Krizi” yoktur. “Enerji Yönetimi Krizi” vardır.
Türkiye‘nin öz kaynakları kamusal bir hizmet anlayışı ile yönetildiğinde, demokratik ve katılımcı planlamayla çevreye uyumlu teknolojilere yatırım yapıldığında, Türkiye hiçbir zaman enerjisiz kalmayacaktır. Yıllarca söyledik: Öz kaynaklar açısından var olan kurulu enerji kapasitesi yeterlidir. Yeni yatırımlar bir yana Türkiye‘de enerji tasarrufu ve verimliliği ile ciddi paralar harcamadan ve çevreyi kirletmeden elektrik talebinin karşılanması mümkündür. Bilimsel çalışmalar göstermektedir ki; ülkemizde %30‘lara varan enerji tasarrufu potansiyeli bulunmaktadır. Bunun %15‘lik bölümü ise sadece bilinçli kullanım ve sağlıklı planlama ile karşılanabilecek durumdadır.
Nükleer santrallerin siyasi iktidar tarafından güvenilir, gerçekçi ve sürdürülebilir olduğu iddia edilmektedir. Ancak; Three Mile Island/ ABD, Çernobil/ Ukrayna ve Fukuşima/ Japonya kazaları göstermektedir ki nükleer santraller güvenilir değildir. Başbakan bu kazaları “tüp patlaması” ve “uçak kazalarıyla” benzeştirmektedir. Bu tutum, hepimizin hayatını ilgilendiren bir konuda iktidarın ne denli ciddiyetten uzak olduğunu göstermektedir. Hepiniz hatırlayacaksınız. Eskiden nükleer yanlıları derlerdi ki: “Evet biz de Rus teknolojisine, geri teknolojiyle yapılan nükleere karşıyız, ama Japon teknolojisinde risk sıfır!”
Fukuşima‘yla bu tez de çöktü. Fukuşima‘dan sonra nükleer yanlılarının sarılabilecekleri bir yalan da kalmadı!
Sevgili arkadaşlar, değerli basın emekçileri,
Nükleer santrallerin zararı tek kaza riskiyle de sınırlı değildir: Nükleer santrali bugün kapatıyoruz deseniz bile, binayı ve atıkları yok edemiyorsunuz. Sorunlar hep önümüzde ve gelecek yıllara miras olarak kalmaktadır.
Yaşadığımız çevre bizlere geçmiş nesillerden miras değil, gelecek nesiller için emanettir. Bu emanete sahip çıkmak zorundayız. Yaşam alanlarımıza sahip çıkmak zorundayız.
Bizler ne Sinop‘ta ne Türkiye‘de ne de Dünya‘nın herhangi bir yerinde nükleer santral istemiyoruz. Doğası, turizmi, yeşili ve mavisi ile Sinop bu ülkenin ender yörelerinden birisidir. Bu yöreye nükleer santral düşünen zihniyet doğa katilidir.
Buradan Sinop‘u nükleer ve kirli enerji santralleriyle kapitalizmin “kalorifer dairesi” haline getirmek isteyenlere sesleniyoruz: Ülkemizi siyasi iktidarların bilim dışı kararlarına terk etmeyeceğiz. Önceki dönemlerde olduğu gibi, kirli enerji politikalarını uygulamaya koymayı hedefleyen iktidarların yarattığı bilgi kirliliğine karşı duracağız. Kamuoyunu bilimsel bilgiler ışığında bilgilendireceğiz. Ne Sinop‘ta ne de Türkiye‘nin bir başka yerine nükleer santrallere izin vermeyeceğiz.
Bu amaçlarla; Sinop Nükleer Karşıtı Platformu‘nun kuruluşunu kamuoyuna, siz değerli basın emekçilerine, Sinop halkına ve tüm ilgililere saygılarımızla duyuruyoruz.
SİNOP NÜKLEER KARŞITI PLATFORM
adına
Zeki KARATAŞ
Dönem Sözcüsü