TÜRKİYE NÜKLEER LOBİNİN FUAR ALANI DEĞİLDİR!

Nükleer Karşıtı Platform (NKP) İstanbul Bileşenleri, 2-3 Temmuz’da İstanbul’da düzenlenen 6. Uluslararası Nükleer Enerji Santralleri Fuarı ve 10. Nükleer Santraller Zirvesi NPPES-2024’e ilişkin bir basın açıklaması yaptı. “Akkuyu’da yapımı süren nükleer santralın sahibi Rosatom’un da destekçileri arasında bulunduğu bu organizasyon, dünyanın çöp teknolojilerine ve yıkıcı fikirlerine ev sahipliği yapmaktadır” denilen açıklamada, ülkemizde kurulması planlanan nükleer santral projelerinden vazgeçilmesi çağrısında bulunuldu.

NÜKLEER KARŞITI PLATFORM İSTANBUL BİLEŞENLERİ BASIN AÇIKLAMASI

TÜRKİYE NÜKLEER LOBİNİN FUAR ALANI DEĞİLDİR!

Bu yıl altıncısı düzenlenen “Nükleer Santrallar 6. Fuarı ve 10. Zirvesi”ni protesto ediyoruz. 

Akkuyu’da yapımı süren nükleer santralın sahibi Rosatom’un da destekçiler arasında bulunduğu bu organizasyon, dünyanın çöp teknolojilerine ve yıkıcı fikirlerine ev sahipliği yapmaktadır.

Oysa bizlerin ülkemizi ve yaşamı koruyan,  geleceğe ışık tutan girişimlere ihtiyacı bulunmaktadır.

Dünyada,  nükleer enerjinin elektrik üretimindeki payı,  son 30 yılda,  yüzde 17,6’dan yüzde 9,2’ye gerilemiş bulunuyor.  Pazar payını kaybeden nükleer lobi, Türkiye gibi demokratik tartışma ortamının bulunmadığı, yaşam ve halk sağlığının hiçe sayıldığı ülkeleri özellikle hedefliyor.

Fuar adı verilen bu toplantılarda aslında modası geçmiş, pahalı ve tehlikeli nükleer teknolojinin pazarlaması yapılıyor. Ancak bu toplantılarda, nükleer enerjinin ne kadar pahalı olduğu, binlerce yıl radyoaktif kalan atıklar ürettiği ve nükleer kaza riskinin büyüklüğü anlatılmıyor.

Nükleer enerjinin çevresel, ekonomik ve sağlık açısından oluşturduğu tehlikelere dikkat çekmek, bu maliyetlerin büyük bir kısmının, yap işlet devret projelerinde olduğu gibi  Akkuyu projesinde de yüksek alım garantileriyle vergi mükelleflerinin omuzlarına yüklendiğinin altını çizmek istiyoruz.

Mersin Akkuyu’nun yanı sıra, Sinop ve Kırklareli’nin de nükleer şirketlerle İstanbul’daki fuar gibi kapalı kapılar ardında yapılan anlaşmalarla, Türkiye’nin zarara uğratılması söz konusudur. Akkuyu için sadece alım garantisi kapsamında ödenecek miktar 35 milyar doları geçiyor. Yok edilemeyen radyoaktif atıklara ne olacağı bilinmiyor.

Tüm bunlar nükleer enerjinin çözüm değil aksine sorunun ta kendisi olduğunu gösteriyor. Türkiye’nin enerji ihtiyacını karşılamak için nükleer enerjiye yönelmek yerine, daha tehlikesiz ve uygun kaynaklar ve teknolojiler pekâlâ mümkündür. 

Enerji verimliliğine önem verilmesini,  Akkuyu’daki inşaatın durdurulmasını, Sinop ve İğneada’da kurulması planlanan nükleer santral projelerinden de derhal vazgeçilmesini talep ediyoruz.

NÜKLEER KARŞITI PLATFORM İSTANBUL BİLEŞENLERİ
2 TEMMUZ 2024

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Required fields are marked *

*

Scroll To Top