SİNOP ÇERNOBİL OLMASIN-KARŞI-12.03.2014

 

KARSI_20140312_20Sinop’ta nükleer santralın yapılması planlanan bölgedeki Abalı Köyü sakinleri ikinci Çernobil’i yaşamaktan korkuyor. Kanserin yaygın olduğu Abalı’da köylüler, topraklarının zehirlenmesini ve yaşadıkları yeri terk etmek istemiyorlar ? Ar NÜKLEER santral Sinop’ta balıkçılığı bitirecek. Abalı Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Ömer Tuncer, Sinop’ta 3-4 bine yakın ailenin geçimini balıkçılıktan sağladığını belirterek, “Reaktörlerin soğutması için denizden çekilen su kullanılacak. Bu sırada birçok larva haşlanacak. Deniz suyu 3-4 derece ısınacak. Balıkçılığa vurulacak her darbe geçimimize vurulacak bir darbedir” dedi. Geçimini balıkçılıktan sağlayanların nükleer santral hakkındaki düşünceleri ise şöyle: MURAT VURAT: “62 yaşındayım ve sadece balıkçılıkla geçiniyorum. Buranın doğası bozulacak, istemeyiz. Çernobil patladı, Karadeniz kanserden geçilmiyor. Halkı dinleseler en başta burayı seçmezlerdi.” RAMAZAN AY: “Çocukluğumdan beri 15 yıldır balıkçılık yaparak geçimimi sağlıyorum. Santralın yapılacağı mıntıkaya 10 mile kadar yasak gelecek. İçeriye giremeyeceğiz. Ayrıca Hopa’dan Zonguldak’a kadar Karadeniz sahili kanserden geçilmiyor. Burada böyle bir santral kesinlikle yapılmamalı. Çernobil’den beri bunu konuşuyoruz. Nükleer atıkların önünde gösteri yapmıştık. Ancak biz ne kadar karşı çıkarsak çıkalım bunu yapacaklar. Sinop, eşsiz doğal güzelliği ve 5 bin yıl öncesine dayanan tarihiyle bambaşka bir şehir. Ancak yapılmak istenen termik ve nükleer santrallarla gündemde. Nükleer Karşıtı Platform’un (NKP) hafta sonu düzenlediği panel kapsamında gittiğimiz Sinop’ta hem kentin merkezinde oturanlara hem de nükleer santralın yapılmak istendiği İnceburun’daki köylülere ‘Sinop nükleer santral istiyor mu?’ sorusunu yönelttik. Sinop ile Gerze arasına yapılacak nükleer santral projesi Gerze halkının direnişi karşısında yenilgiye uğrarken, sıra Japonya ile anlaşması ocak ayında imzalanan nükleer santralda. Santralm yapılacağı bölgede geçimini toprakla sağlayan köylüler projeye karşı. Köyün kadınlarından birinin eşinin kanserden ölmesi, diğerinin ise kanser hastası olması Çernobil faciasını akla getiriyor. Sinop’un merkezinde görüştüğümüz yurttaşlarm kafası ise karışık. Nükleer santralm bir facia yaşanmazsa ekonomik olarak kenti güçlendirebileceğini düşünüyorlar. Ancak Elektrik Mühendisleri Odası Eski Başkanı Nedim Bülent Damar uyarıyor: “Kaza olmasa da, maddi ve sosyal etkileri büyük olacak. Dışa bağımlılığı azaltmak yerine arttıracak. Elektrik fiyatları artacak. Sadece eğitimli kişiler santralda çalışabileceği için iş olanağı sağlamak yerine balıkçılık ve tarım gibi geçim kaynaklarını da yok edecek.” SANTRALA İZİN VERMEYİZ ? Çernobil’i hatırladığını söyleyen ve eşi akciğer kanseri olan Şaziye Demir, “Köyde kimse istemiyor. Güzel bir apartman dairesi bile verseler köyümüzü terk etmeyiz. Burada toprakla geçimimizi sağlıyoruz ve yiyeceğimizi üretiyoruz. Yapmaya çalışırlarsa karşı çıkarız” diye konuşuyor. ? Abalı Köyü’nde doğup büyüyen 26 yaşındaki Gülden Soydan, köyün camisinde santral hakkında bilgilendirme yapıldığını ve eskisi gibi bir facianın yaşanmayacağını belirterek, “Köyü boşaltmaya kalkarlarsa illa karşı geliriz. Kimse köyünü bırakıp gitmek istemez” diyor. ? Köylülerden Ali Çeken de, “Ben paraya âşık değilim, toprağa âşığım. Topraktan geldim toprağa giderim. Santralın kurulmasını istemiyoruz. Kimse bize sormadı, buraya gelirlerse eylem yaparız” diyor. ? Ayşe Altıntaş 40 senedir bu köyde yaşadıklarını ve eşini 18 sene önce kanserden kaybettiklerini söyleyerek şöyle konuşuyor: “Biz toprakla geçiniyoruz. Santral yapılırsa ne yaparız diye kara kara düşünüyoruz.” İf Bir facia olmayacaksa yapılsın SİNOP merkezinde pastane sahibi olan 31 yaşındaki Selçuk Üstün ise Çernobil gibi olmayacaksa santralı istediğini söylüyor. Üstün, “İnsanların yaşaması için maddiyata ihtiyaç var. İş yok, para akışı yok. Sonuçta bunu kimse istemez ama kapitalizm dünyaya hâkim olmuş durumda.” sağlığının her şeyden k önemli olduğunu vurguluyor. Gürbüz, “1950’lerde kurulmuş olsaydı atom enerjisinde önde gelen ülkelerden biri olabilirdik ama canlılara verdiği zararlar hiçbir şeyin önüne geçemez. Kâr payı artsa da hayat daha önemli” diye konuşuyor. Gürbüz halkın duyarsız olduğu eleştirisinde bulunarak, “Büyük çoğunluk nükleeri istemez ama yürüyüşlere katılmazlar. Meydanda miting olur, kahveden dinlerler, aralarında ‘istemiyoruz’ diye konuşurlar. Halk duyarlı olsa meydanlar tıklım tıklım dolar” diyor. . – }u £ShDhL 3 rr*İ”riher şeyden önemli jâ OTEL işletmeciliği ?! yapan Özdener 1 Gürbüz insan

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Required fields are marked *

*

Scroll To Top