NKP İZMİR BİLEŞENLERİ`NDEN `URANYUM MADENİ` FORUMU

Nükleer Karşıtı Platform (NKP) İzmir Bileşenleri, Akkuyu ve Sinop`ta nükleer santral kurulmasına ilişkin çalışmaların yoğunlaştığı dönemde, Ege Bölgesi`nde yer alan terk edilmiş uranyum madenlerine ve radyoaktif kirliliğe dikkat çeken etkinliklerini sürdürüyor. Sekretaryası Elektrik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi tarafından yürütülen NKP İzmir Bileşenleri, 30 Nisan 2016 tarihinde Salihli Ticaret Odası‘nda `Manisa-Köprübaşı Uranyum Madenleri ve Tehlikeleri` başlıklı forum düzenledi.

Erhan İçöz‘ün yönettiği panelde, EGEÇEP adına gazeteci Özer Akdemir, Dokuz Eylül Üniversitesi‘nden Yrd. Doç. Dr. Yaser Enver Küçükgül, Fırat Üniversitesi‘nden Prof. Dr. Ahmet Şaşmaz ve İzmir Tabip Odası‘ndan Doç. Dr. Raika Durusoy konuşmacı olarak yer aldı.

NKP‘nin Ege Bölgesi‘ndeki radyoaktif kirliğine dikkat çekmeyi sürdürdüğünü kaydeden İçöz, geçen yılda Aydın‘ın Kisir Köyü‘nde yer alan terk edilmiş uranyum madenine ilişkin bir etkinlik gerçekleştirildiğini hatırlattı. Manisa‘nın Kasar Köyü‘nde bulanan uranyum madenin de yeterli güvenlik önlemi almadan terk edildiğini vurgulayan İçöz, halk sağlığı için yetkililere önlem alma çağrısı yaptı.

Panel‘de Özer Akdemir tarafından gerçekleştirilen sunumda, Köprübaşı ve Kisir‘da ortaya çıkan terk edilmiş uranyum madenlerine ilişkin gelişmeler gazete haberleri aracılığıyla katılımcılara aktarıldı.

Radyasyonda “Güvenli Doz” Olmaz
Yrd. Doç. Dr. Yaser Enver Küçükgül ise ter edilen madenlerde yapılan ölçümlerde normalin 150-500 katı arasında değişen değerler tespit edildiğine dikkat çekerek, madenin halk sağlığı açısında tehlike yarattığına dikkat çekti. Madenlere ilişkin bulguların 25 bilimsel makalede yayınlandığını belirten Küçükgül, maden alanlarında üç ayrı cihazla alfa, gama ve beta ölçümleri yaptıklarını kaydetti. Radyasyonda “güvenli doz” diye bir kavram olmadığını vurgulayan Küçükgül, bölge halkının yıl içinde maruz kaldığı radyasyon seviyesine ilişkin katılımcıları bilgilendirdi.

Radyasyon Gıda Çevriminde
Prof. Dr. Ahmet Şaşmaz ise gerçekleştirdikleri araştırmalara ilişkin bulgularını katılımcılarla paylaştı. Şaşmaz, çeşitli bitki türlerinin kök, gövde ve yaprak kısımları ile kuyu sularında belirledikleri radyasyon düzeylerine ilişkin ayrıntılı bir sunum gerçekleştirdi. Yörede yapılan ölçümlerde, radyasyon miktarlarının tehlikeli boyutlarda olduğunun saptandığına dikkat çeken Şaşmaz, bu bitkileri yiyen hayvanlar aracılığıyla radyasyonun, gıda çevrimine girdiğini ve insanlar için de risk oluşturduğunu belirterek, acil önlem çağrısı yaptı. Şaşmaz, madenlerde uranyumdan elde edilen sarı pastaların yurt dışına usulsüz çıkarıldığını da kaydetti.

Kanserdeki Artışına Dikkat Çekildi
“Radyoaktivite ve Sağlık” başlıklı sunumunu gerçekleştiren Doç. Dr. Raika Durusoy ise katılımcılara, iyonizan radyasyonun birden yüksek düzeyde maruz kalındığında ortaya çıkan ve uzun süre düşük düzeyde maruz kalındığında ortaya çıkan etkilerini anlattı. Durusoy, radyasyon zehirlenmesi konusunda da bilgilendirme yaparak, özellikle gelişme aşamasında olan çocuklar, bebekler ve anne karnındaki ceninler üzerindeki etkilere ve kanser vakalarındaki artışa dikkat edilmesi uyarısında bulundu. Uranyumun özellikle böbrekte ve kemikte biriktiğini, uranyum bozunması sırasında açığa çıkan radon gazının da akciğer kanserine yol açabildiğini belirtti. Durusoy, dünyada terk edilmiş uranyum maden alanlarına yönelik olarak alınan önlemlere ilişkin de bilgi verdi.

Etkinliğin forum bölümünde ise katılımcılar, konuşmacılara sorular yönetilirken, enerji ve çevre politikalarına dair görüşlerini de dile getirme fırsatı buldular.

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Required fields are marked *

*

Scroll To Top