EMO’DAN TARİHİ ÇAĞRI RUSYA İLE YAPILAN NÜKLEER SANTRAL ANLAŞMASINI ONAYLAMAYIN!

ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI BASIN AÇIKLAMASI

EMO‘DAN TARİHİ ÇAĞRI

Rusya ile yapılan nükleer santral anlaşmasını onaylamayın!

AKP Hükümeti, ülkemizi enerji alanında daha da bağımlı hale getirecek, teknoloji merkezi olmak bir yana teknolojik hükümranlık altına girmeyi kabul ettiği bir anlaşmayı TBMM‘den geçirerek, Rusya Federasyonu‘nun Türkiye‘de bir nükleer santral sahibi olmasını sağlamak istemektedir. TBMM‘deki milletvekillerimize, Genel Kurul gündemine alınan Rusya Federasyonu ile Mersin Akkuyu‘da nükleer santral kurulumuna ilişkin devletlerarası anlaşmayı onaylamamaları için çağrıda bulunuyoruz.

Bu çağrımızın somut nedenlerini şöyle özetleyebiliriz:

•-         Türkiye nükleer santral sahibi olmayacaktır. Nükleer teknolojinin Türkiye‘ye getirilmesi söz konusu değildir. Yapılan iş, Rusya‘dan hat çekip Türkiye‘ye elektrik satılmasıyla aynıdır. Tek farklılık Rusya‘ya bedava arazi verilmesi ve satacağı elektriğe de alım garantisi sunulmasıdır. Rusya, Türkiye‘de bedavaya verilen arazi üzerinde, 15 yıl boyunca yüksek fiyatlı satış garantisiyle nükleer santral sahibi yapılmaktadır. Bu anlaşmada ülkemiz açısından ekonomik ve toplumsal anlamda hiçbir yarar bulunmamaktadır. Tersine milyarlarca dolarla ifade edilebilecek bir kamu zararı oluşturulacaktır.

•-         Rusya‘ya nükleer santral kurdurma işinin hukuka aykırı olduğu açılan davalarda kanıtlanmıştır. Tek katılımcı ihale ile Rusya‘ya nükleer santral kurdurma işi verilmeye çalışılmış, TMMOB‘un açtığı dava sonucunda yargının verdiği kararla adına ihale bile denilmeyen yarışma iptal edilmek zorunda kalınmıştır. Hukuka aykırılığı saptanmış olan işlemler, ihale sürecinden ve yargı denetiminden kaçırılarak devletlerarası anlaşma yoluyla TBMM‘ye dayatılmaktadır.

•-         Ülkemizin enerji güvenliği açısından da ciddi tehdit oluşturulmaktadır. Nükleer enerji santralının sahibi olan Rusya, enerji kaynağını da istediği yerden temin edecektir. Ülkemizin Rusya‘ya olan bağımlılığı daha da yükselecektir. Enerji alanında dışa bağımlılık oranımız yüzde 80‘lere tırmanacaktır.

•-         Alım garantileri nedeniyle bugüne kadar oluşan kamu zararının hesabı dahi tutulamamışken, böylesi bir anlaşmayla nükleer santraldan üretilecek pahalı enerjiye garanti verilmesini anlamak mümkün değildir. Üstelik garantinin kapsamı nükleer santraldan öngörülen düzeyde elektrik üretilemezse Rusya‘nın bir şekilde temin edeceği elektriği de kapsamaktadır.

•-         Ülkemizin yerli ve yenilebilir enerji kaynakları değerlendirilmemişken, bu şekilde dışa bağımlı, pahalı ve riskli bir teknolojiyle enerji üretimini kabul etmek mümkün değildir. Türkiye‘de 150-180 milyar kilovat saat olarak hesaplanan hidrolik potansiyelinin 2009 yılsonu itibarıyla yüzde 24‘ü kullanılabilmiştir. Rüzgar enerjisine ilişkin olarak 48 bin megavatlık potansiyel açıklanmış olup; 20 bin megavatlık bölümünün ekonomik olduğu düşünülse bile, işletmeye alınan rüzgar enerji santralı kapasitesi 1030 megavat civarında olması önemli bir yerli ve yenilenebilir kaynağımızın henüz değerlendirilmediğini göstermektedir. Güneş enerjisi potansiyeli de yıllık 380 milyar kilovat saat olarak açıklanmıştır. Jeotermal ve biyoyakıt da önemli enerji kaynakları olarak sıralamada yer almaktadır. Baz yük santralı olarak görev yapmak üzere, 10 milyar tonluk linyit kömür rezervi de değerlendirilmeyi beklemektedir.

•-         Nükleer teknoloji dünyada, yenilenebilir enerji kaynakları, temiz yakma teknoloji ve pek çok çevre teknolojisinin gelişmediği dönemde dünya ülkelerinin cazip gördüğü bir teknolojidir. Uluslararası Enerji Ajansı ve ABD Enerji Bakanlığı tahminlerine göre 2030 yılında nükleer enerjinin elektrik üretimindeki payının düşmesi beklenmektedir.

•-         Nükleer enerji üretiminde hiçbir enerji üretim modelinde olmayan ciddi bir atık sorunu bulunmaktadır. Atıkların depolanması ve yok edilmesi konusunda nihai bir çözüm hala bulunabilmiş değildir.

•-         Ülkemiz için enerji alanında ciddi çözüm olanakları bulunmaktadır. Nükleer enerji santralının alternatifsiz olarak sunulması doğru değildir. Mevcut enerji potansiyelimizin değerlendirilmesi bir yana, öncelikle ülkemizde enerji verimliliği uygulamasıyla yüzde 25 düzeyinde enerji tasarrufu olanaklı görülmektedir ki bu tasarruf gerçekleştirildiğinde dahi Rusya ile yapılan anlaşma çerçevesinde kurulacak nükleer santraldan elde edilecek enerjiden daha fazlası, çok daha kolay ve ucuz bir yoldan elde edilebilir.

•-         Ülkemizdeki mevcut santralların ciddi bir yenileme ve bakımdan geçirilmesi sonucunda kapasite kullanım oranlarının arttırılması da enerji ihtiyacımız için acil gündeme alınması gereken bir çözüm yoludur. Bu çerçeveye iletim ve dağıtım hatlarındaki kayıp enerjinin azaltılmasına yönelik çalışmalar da eklenmelidir.

Ülkemiz toprakları üzerinden enerji ithalatı anlamına gelen Rusya Federasyonu ile yapılan nükleer güç santralı anlaşmasının onaylanması hiçbir şekilde kamu yararı içermemektedir ve yerli yenilenebilir enerji kaynakları üzerinden bir enerji stratejisi geliştirmemizin de önüne geçilmektedir. Nitekim TBMM‘de yenilenebilir enerji kaynaklarına ilişkin yasa 2 yıldır beklerken, nükleer santral yasaları üzerinde çalışılmaya imkan verilmeksizin hızla geçirilmektedir. Tüm bu olgular göz önünde bulundurularak, milletvekillerimizin TBMM‘de bugün görüşülecek olan anlaşmanın onaylanmasına ilişkin kanuna hayır oyu kullanmalarının tarihsel bir görev olduğunu hatırlatıyoruz.

ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI
YÖNETİM KURULU
14.07.2010

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Required fields are marked *

*

Scroll To Top