Nükleer Karşıtı Platform, 11 Mart Fukuşima Nükleer Fekaleti`nin yıldönümü nedeniyle yazılı bir açıklama yaptı. Hala nükleer sızıntının olduğu Fukuşima`daki nükleer santrala gönderilen radyasyona dayanıklı robotların bile başarıya ulaşamadan kısa sürede işlevsiz kaldığına dikkat çekilen açıklamada, Türkiye`nin arz-talep dengesine göre pahalı elektrik üreten tehlikeli nükleer santrallara ihtiyacı olmadığının altı çizildi. Açıklamanın tam metnine yazımızın devamından ulaşabilirsiniz.
NÜKLEER KARŞITI PLATFORM BASIN AÇIKLAMASI
İNSANLIĞIN GELECEĞİ İÇİN NÜKLEERE “HAYIR”
Dünyamız, Çernobil Felaketi`nin ardından 11 Mart 2011 tarihinde büyük bir nükleer faciaya sahne olmuştur. Fukuşima`da yaşanan nükleer facia, nükleer güvenlik konusunda yayılmaya çalışılan tüm önyargıları kökünden sarsmıştır. Bugün 11 Mart Fukuşima Faciası`nın 6. yıldönümünde halen bu felaketin zararının boyutları tam olarak hesaplanamamakta, sızıntı devam eden nükleer santrala gönderilen insansız, radyasyona dayanıklı robotlar bile kısa sürede amaçlarına ulaşamadan işlevsiz hale gelmektedir.
Nükleer santrallardaki tehlikenin büyüklüğü apaçık ortada olmasına rağmen ülkemiz nükleer lobilerin açık faaliyet alanı haline getirilmiştir. Nükleer enerji tekelleri 8-9 Mart`ta İstanbul`da “IV. Uluslararası Nükleer Santrallar Zirvesi”nde bir araya gelerek, Türkiye, Ortadoğu ve Afrika`da yaratılmak istenen pazardan pay kapma yarışına girmişlerdir. Sinop`ta yapılması planlanan nükleer santralın 3 boyutlu simülasyonu gibi göz boyayan haberlerle ülkemiz bu tehlikeli sürece her geçen gün bir adım daha yaklaştırılmaktadır.
Oysa güvenlik maliyetleri nükleer enerjiyi giderek daha pahalı hale getirirken, artık hiçbir kimse nükleer konusunda tam bir güvenlikten söz edememektedir. Çünkü zaten böyle bir ihtimal yoktur. Nükleer santralların arıza durumunda vereceği büyük ve giderilemez zararlar ortadadır. Çernobil ve Fukuşima felaketlerinin insan yaşamına ve çevreye verdiği zarar aradan geçen uzun yıllara rağmen hala tam olarak hesap edilemiyor. Kaç kişi bu nedenle öldü ve halen ölmekte belli değil. Bu kazaların verdikleri zararların maddi boyutlarının büyüklüğü de hesap edilemiyor. Üstelik geleceğimize sirayet eden sağlık zararları da öngörülemez boyutlarda. 1986 yılında meydana gelen Çernobil kazasının neden olduğu radyasyon yayılımını kısmen de olsa önleyebilmek için kazadan 30 yıl sonra Avrupa Birliği Ukrayna`daki bu santralın üzerine çelik örtü örtmeye çalışıyor.
Kaza riskinin düşük olduğuna yönelik iddialar gerçekçi olmadığı gibi olası bir kazanın büyük etkisi de göz ardı edilmektedir. Büyük kaza oranı yüzde 1`e yakındır. Bunun yanında yüzlerce daha alt derecede kazalar meydana gelmiş ve hala meydana gelmektedir.
Ülkemizin nükleer santrallardan üretilecek elektriğe ihtiyacı olmadığını, kamu kurumlarının talep tahminleri ve arza yönelik atılan adımlar açıkça göstermektedir. EMO`nun yaptığı hesaplamalara göre yalnızca inşaatı devam eden tesislerle bile nükleer santrallar olmadan baz senaryoda 2026 yılı için tahmin edilen tüketim talebinin yüzde 25 daha fazlası karşılanabilecektir.
Nükleer santrallardan üretilecek enerjinin ucuz olduğu iddiasını bizzat bu santralların kurulumu için verilen alımn garantileri yalanlamaktadır. Madem ucuzdur, ucuz olan enerjinin satışı için neden garanti istenmektedir? Türkiye`de kurulmak istenen Akkuyu ve Sinop nükleer santrallarından üretilecek elektriğe ödenecek fiyat, bugünden belirlenmiştir ve TETAŞ`ın bugünkü alış fiyatlarının yaklaşık 3 katı civarındadır.
Sonuç olarak; bir arıza halinde yaşam ve çevre felaketi yaratacak, pahalı elektrik üretecek, Türkiye`yi daha da dışa bağımlı hale getirecek, başka alternatiflere yönelimi engelleyecek, çok büyük miktarda dövizin yurt dışına gitmesine neden olacak, güvenlik sorunlarının yanında arz güvenliğini de sıkıntıya sokacak Akkuyu ve Sinop nükleer santrallarının ülkemizde yapılmasının halk yararına hiçbir gerekçesi yoktur. İnsanlık tarihten ders alarak uygarlıklar kurmuştur. Fukuşima Felaketi`nin 6. yılında uygarlığın sonunu hazırlayacak nükleer felaketlere bir kez daha “Hayır” diyoruz.
ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI
NÜKLEER KARŞITI PLATFORM SEKRETARYASI
11 Mart 2017