
AKP HÜKÜMETİ, RUSYA İLE NÜKLEER PAZARLIĞI YAPAMAZ
NÜKLEER KARŞITI PLATFORM BASIN AÇIKLAMASI
Yetki ve rapor karmaşası yaratılarak sürdürülen nükleer santral ihalesi, derhal iptal edilmelidir…
AKP HÜKÜMETİ, RUSYA İLE NÜKLEER PAZARLIĞI YAPAMAZ
Rusya Başbakanı Vladimir Putinin bugün (6 Ağustos 2009) Ankarada gerçekleştireceği ziyarete “ağır” enerji dosyaları ile birlikte gelmektedir. Rusyanın Türkiye üzerindeki enerji hegemonyasını artıracak bu dosya ve anlaşmaların arasında, nükleer santral ihalesinin Rus firmaya verilmesi de yer almaktadır. Hukuki ve ekonomik olarak iptal edilmesi zorunluluğu ortaya çıkan nükleer ihalenin hukuka aykırı bir şekilde, Putinin ziyaretine kadar devam ettirilmesi dikkat çekicidir.
Tek bir ortaklık grubu teklif vermesine rağmen, ihale iptal edilmemiş, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) süreci de tamamlanarak, Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt A.Ş (TETAŞ) Yarışma Komisyonu tarafından fiyat teklif zarfı açılmıştır. TETAŞ Yarışma Komisyonu, uzman kişiler tarafından da oldukça fahiş bulunan firmanın fiyat teklifini değerlendirerek olumsuz rapor vermiştir. Olumsuz raporun gereğini yapması gereken TETAŞ Genel Müdürlüğü, TETAŞ Enerji Alış Dairesini firmanın yok hükmünde olan revize fiyat teklifini değerlendirmek üzere görevlendirmiştir. Buradan gelen görüşle de ihalenin sonuçlandırılamayacağı ortaya çıkınca, bu kez kuruluş amacı fiyatları değerlendirmek olan TETAŞ Yarışma Komisyonunun fiyatı değerlendirme konusunda yetkisiz olduğu ileri sürülmüş ve Komisyona ikinci kez rapor yazdırılmıştır. Komisyonun ikinci raporundan da beklediğini bulamayan AKP Hükümeti, nükleer santral ihalesinde yetki karmaşası yaratarak, ihaleyi istediği gibi yönlendirmeye çalışmaktadır.
Nükleer santral ihalesine ilişkin oluşturulan mevzuata, TETAŞ Yarışma Komisyonunun tek sonuç raporu tanımlanmasına karşılık, fiyat değerlendirmesine ilişkin çok sayıda rapor ortaya çıkmıştır. Bu rapora karşın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, yaptığı açıklamada raporlarda “mütereddit” bir durum olduğunu belirterek, detaylı inceleme için görev verdiğini söylemiştir. Söz konusu “mütereddit” durum bizzat Bakanlık tarafından yaratılmaktadır. TETAŞ Yarışma Komisyonunun olumsuz raporu açıkken, zorlama yöntemlerle “mütereddit” durumlar yaratılmaya çalışılmaktadır.
Alanlarında yetkin kişilerden seçilmesi zorunlu olan 9 kişiden oluşan Yarışma Komisyonu, yalnızca zarf açan, evrak kaydı tutan sekretarya düzeyine indirgenmekte; Bakanlar Kurulu ise İhale Komisyonu yerine geçirilmekte, hatta katılımcı şirketle yeniden pazarlık yapabileceği ileri sürülmektedir. Böylece Bakanlar Kurulu, tek katılımcılı, garip bir müzayedenin tellalı konumuna sokulmaktadır.
Bakanlıktan, “Komisyon Yetkili” İtirafı
Bugün Yarışma Komisyonunun yetkisiz olduğunu iddia ederek, ihaleye sürdürmeye çalışan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, daha önce Nükleer İhale Yönetmeliğine ilişkin Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) tarafından açılan davada verdikleri yanıtta ise Yarışma Komisyonunun yetkili olduğu itiraf etmiştir.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Başbakanlık tarafından mahkemeye ayrı ayrı sunulan savunma dilekçelerinde, TETAŞ Yarışma Komisyonunun fiyat teklifini değerlendirme konusundaki yetkinliği şöyle anlatılmaktadır:
“…Açıklamalar ışığında 5710 sayılı Kanun kapsamında gerçekleşecek enerji alımına ilişkin ihalenin TETAŞ tarafından gerçekleştirildiği sabittir. Kanun gereği yapılan işlem sadece TETAŞ açısından enerji alım yarışmasıdır.
…Başlıklardan da anlaşılacağı üzere söz konusu komisyonda değerlendirilecek husus elektrik alım ihalesine ilişkin olarak sunulan fiyat tekliflerinin değerlendirilmesi olup; nükleer santrala ilişkin teknik değerlendirme yapılmamaktadır. Dolayısıyla elektrik alımına ilişkin fiyat tekliflerinin değerlendirilmesi hususu, Şubat 2001 tarih ve 2001/2026 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ekinin 1. maddesi uyarınca elektrik satın alma ve satma anlaşmalarını yapma ve yürütme görevlerini yerine getirmek üzere kurulan TETAŞın bilgi ve ihtisas alanındaki bir faaliyete ilişkindir.”
Görüldüğü gibi fiyat tekliflerini değerlendirme konusunda TETAŞ Yarışma Komisyonu yetkili olup, Bakanlar Kurulunun ya da Enerji Bakanlığının, hatta TETAŞ Genel Müdürlüğünün bu aşamada herhangi bir yetkisinden söz etmek mümkün değildir. Kaldı ki yapılmak istenen uygulama zaten hukuka aykırıdır. Firmaların ihalede sunmuş oldukları zarfın dışında ayrıca bir fiyat sunmaları mümkün değildir ve hukuken de geçerli değildir.
İhale Pazarlık Unsuru Olamaz
Vladimir Putinin ziyareti öncesinde ihalenin verileceğine yönelik söylentiler doruk noktasına ulaşmıştır. AKP Hükümetinin nükleer santral ihalesini, hukuka aykırı olarak iptal etmeyerek, “uluslararası ilişkilerde pazarlık unsuru” olarak sürdürmesi kabul edilemez.
Türkiye-Rusya ilişkilerinde enerjinin özel bir yer tuttuğu herkes tarafından bilinmektedir. Halen yürürlükte bulunan doğalgaz anlaşmalarına bakıldığında Rusyanın payının 30 milyar metreküp ile yüzde 58 düzeylerinde olduğu görülmektedir. Türkiyede 2008 yılında ithal edilen doğalgazın yüzde 55ini elektrik üretimi amacıyla kullanmıştır. Doğalgazın elektrik üretimindeki payına bakıldığında ise tablonun çok değişmediği görülmektedir. Türkiyede 2009 yılının ilk 6 ayında üretimi yapılan elektriğin yüzde 48i doğalgaz kaynaklıdır. AKP Hükümeti dönemindeki piyasalaştırma uygulamaları nedeniyle, özel sektör santral yatırımlarında daha karlı buldukları doğalgazı tercih etmiştir. İthal kaynağa olan bağımlılığın bu kadar yüksek seviyeye ulaşması Rusyanın, Türkiye üzerindeki enerji hegemonyasını perçinlemiştir. Nükleer santral ihalesinin, Rus firmaya verilmesi ile birlikte enerji kaynağı bağımlılığına, teknoloji bağımlılığı da eklenecektir.
Enerjide tek ülkeye bu denli bağımlı olan Türkiyenin sağlıklı bir ekonomik yapıya kavuşması beklenemez. Ekonomik maliyetlerin düşürülmesi, enerji arzının ucuz ve güvenilir hale getirilmesinin yanında, Türkiye-Rusya ilişkilerinin daha sağlıklı bir zemine çekilmesi için de acilen yerli ve yenilenebilir kaynaklara yatırım yapılmalıdır. Nükleer santraldan enerji alımı için kullanılacak kamu kaynağı, acilen yerli ve yenilenebilir kaynaklara yönlendirilmelidir. Özel sektörün karlı bulmadığı bu alanlara yapılacak yatırımlar ise kamu tarafından üstelenilerek, sürdürülmelidir.
ABD tarafından Hiroşimaya yapılan nükleer saldırının yıldönümünde Putinin gelişi ile Türkiyede “nükleer santral pazarlığı” yapılması ayrıca anlamlıdır. Bugün tüm dünyada 6 Ağustos 1945 tarihinde gerçekleştirilen saldırıda hayatlarını kaybedenler anılmaktadır. Ülkemizin yerli ve yenilenebilir kaynaklarının henüz değerlendirilmemesi nedeniyle ihtiyaç duymadığı nükleer santral için açılan ihalenin, Hiroşimanın yıldönümünde iptal edildiğinin açıklanmasını bekliyoruz.
NÜKLEER KARŞITI PLATFORM SEKRETARYASI
ELEKTRİK MÜHENDİSLEİR ODASI
41. DÖNEM YÖNETİM KURULU
6 AĞUSTOS 2009