Yelda ATAÇ
ANKARA-Akkuyu Nükleer Santrali için hazırlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Raporu’nun en geç Temmuz sonunda teslim edilip görüşe açılması gerekirken, mevzuata aykırı olarak üç ay süre kazandırıldığı belirlendi. Bu nedenle Akkuyu Nükleer Santrali ÇED Raporu’nun geçersiz sayılması gerektiği, buna rağmen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın raporu iptal etmediği gibi, görüşe açarak usulsüz işlem yaptığı iddia edildi.
Orta Sayfa’nın ulaştığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na yapılan 5 Kasım 2014 tarihli iptal başvurusu ile resmiyet kazanan durum, Mersin Nükleer Karşıtı Platform gönüllüleri tarafından saptandı. Buna göre resmi adıyla “Akkuyu Nükleer Güç Santralı, Radyoaktif Atık Depolama Tesisi, Rıhtım, Deniz Dolgu Alanı ve Yaşam Merkezi” projesi ile ilgili süreç şöyle gelişti:
Akkuyu Nükleer Santrali ÇED Raporu için 1. İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu Toplantısı 1-2 Ekim 2013 tarihinde, 2. İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu Toplantısı da 24 Temmuz 2014 tarihinde yapıldı. ÇED Yönetmeliği’ne göre 2’nci toplantının ardından süreç eksikliklerin giderilmesi için resmi olarak durdurulmaz ve yeni bir toplantı kararı verilmezse ÇED raporunun 5 işgünü içinde teslim edilmesi, ardından da kamuoyu görüşüne açılması gerekiyordu.
Akkuyu için ise süreç mevzuattaki gibi işletilmedi. 2’nci toplantının ardından resmi bir durdurma ve yeni toplantı kararı olmamasına rağmen, ÇED raporu Temmuz sonunda değil, 2’nci toplantının yapılmasından 3 ay sonra 24 Ekim’de kamuoyuna açıklandı. Böylece şirkete, mevzuata aykırı olarak, üç aylık bir süre kazandırılmış oldu. Yönetmelikte ise süre aşımı durumunda raporun geçersiz sayılacağı hükme bağlanıyor. Bakanlık raporu iptal etmediği gibi, 24 Ekim’de yaptığı duyuruda raporun komisyonca yeterli bulunduğunu, 10 günlük görüş süresinin başladığını duyurdu. Böylece raporun kesinleşmesi için son 10 iş gününe girilmiş oldu.
KARARLARI GİZLEDİLER
Mevzuatın açık ihlaline işaret eden bu durum, yanında çok sayıda soru işaretini de gün yüzüne çıkardı. 24 Temmuz’da yapılan 2. Komisyon Toplantısı sonrasında toplantı tutanakları, alınan kararlar ve komisyon üyelerinin sözlü ve yazılı görüşlerinin gizli tutulması dikkat çekti. Milletvekili, avukat ve sivil toplum kuruluşlarından gelen başvurular geri çevrildi.
Yönetmeliğe ve rutin uygulamaya göre Komisyonun 24 Temmuz günü ÇED Raporunu yeterli görmesi ve nihai edilmesine veya eksikliklerin giderilmesi için ÇED sürecinin tekrar durdurulmasına karar vermesi gerekiyordu. Toplantı tutanağı gizli tutulduğundan alınan karar taraflardan saklandı.
ÜÇ AYIN AÇIKLAMASI YOK
Ancak 24 Ekim günü Nihai ÇED Raporu yayınlandığına göre Komisyonun ÇED Raporunu yeterli gördüğünü kabul etmek gerekiyor. Ama ÇED Raporu, Komisyon tarafından yeterli görülmüşse yine Yönetmeliğe göre proje sahibinin inceleme değerlendirme toplantılarının sona erdirilmesinden sonraki 5 iş günü içinde Komisyon tarafından incelenerek son şekli verilen iki adet nihai ÇED Raporunu Bakanlığa sunması gerekirdi. Bu süre içinde gerekli belgeler ve rapor sunulmaz ise nihai ÇED Raporu geçersiz sayılıyor. Komisyonun onayladığı Raporu Bakanlığın 3 ay incelemesini gerektirecek bir durum da bulunmuyor.
Diğer taraftan eğer Komisyon, ÇED Raporundaki bazı eksiklerin giderilmesini talep etmişse bu durumda ÇED sürecinin durdurulması ve ÇED sürecinin tekrar başlaması için Komisyonun üçüncü kez toplanması gerekirdi ki üçüncü kez toplantı yapılmadı.
BAKAN OLURU MU KULLANILDI?
ÇED Raporu için mevzuat ve süreç ile bağdaşmayan bu şaibeli durumun ortaya çıkması, daha önce de yaşandığı için “Bakan oluru mu kullanıldı?” sorusunu akıllara getirdi. ÇED başvuru aşamasında 3 iş günü olan süre Bakanlık Oluru ile 60 iş gününe uzatılmıştı. Bu durum da mevzuata aykırı olacağından ÇED raporundaki şaibeli durumu ortadan kaldırmayacak.
Gelinen noktada, ÇED başvurusunun veya nihai ÇED Raporunun geçersiz sayılması gerekiyor. Yönetmeliğe göre ÇED raporu geçersiz duruma düşmesine rağmen Bakanlık süreci işletmeye devam ederse, taraf konumundaki kuruluşların başvurularını takiben süreç yargıya taşınacak.
ortasayfa.net