Yine Akkuyu yine kaza! Yine Akkuyu yine kötü haberler!
“Akkuyu” adı uzun zamandan beri doğal güzellikleriyle değil; kazalarla, patlamalarla, doğa katliamlarıyla anılır oldu. Akkuyu demek ‘FELAKET’ demekle eşdeğer oldu.
Çünkü, Akkuyu’da nükleer santral inşa ediliyor. Bütün Dünya biliyor ki nükleer santral demek; kaza demek, arıza demek, doğa katliamı demek… Kısacası ‘ÖLÜM’ demektir. Ne yazık ki, her geçen gün nükleer santrallere neden karşı olduğumuzu haklı çıkartan olaylar Dünya’da ve güzelim Akkuyu’da art arda yaşanıyor.
Nükleer güç santrallerinin riskleri ve Akkuyu’da yaşanan son trafo patlaması üzerine açıklama yapmayı ve riskleri kamuoyu ile paylaşmayı görev ve sorumluluğumuz olarak görüyoruz. Riskler üzerine bakış açımızı bir kez daha hatırlatmak üzerine söylenmiş sözleri kamuoyu ve siz değerli basın mensuplarıyla paylaşmak isteriz.
“Riski var mı, tabii var. Patlayabilir. Şimdi patlayabilir diye geçenlerde söyledim, tabii bu malum şahıs ve şahıslar tarafından eleştiri aldık. Şimdi riski var patlayabilir diye biz tüp gaz kullanmayacak mıyız? Riski var diye arabaya binmeyecek miyiz? Riski var diye İstanbul’un Boğaz köprüsünün üzerinden geçmeyecek miyiz? Olur ya halat kopabilir, geçmeyecek miyiz? Nükleer enerjiye karşı çıkanlar radyasyon riski olduğu için acaba bilgisayar kullanmıyor mu? Televizyon seyretmiyor mu?”
Recep Tayyip ERDOĞAN (Cumhurbaşkanı) – Dönemin Başbakanı
“Bekarlık, nükleer santralden daha tehlikeli”
Taner Yıldız – Dönemin Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı
Riskler üzerine yapılan bu açıklamalar aslında riskin tahmin edilenlerden çok daha büyük olduğunun açık bir kanıtı olarak önümüzde durmaktadır. Bu sözler, ülkeyi yönetenlerin işin ciddiyetinden ve tehlikenin boyutundan açıkça bihaber olduğu üzerine söylenmiş en açıklayıcı sözlerdir.
2021 yılının Ağustos ayında Milas’ta yaşanan orman yangınının termik santrale ulaşmasına ve termik santralin yanmasına engel olunamamasına büyük üzüntü ve endişe içerisinde tanık olmuştuk. Göz göre göre gelen bu felaketi bile durduramayan ülkemizin nükleer santral işletmesinin henüz yapımı aşamasında yaşananlar, sizce sonunun ne olacağını bize söylemiyor mu?
Temelinde oluşan çatlaklar, dinamit ile yapılan patlamalarda çevre halkının hanelerine verilen zararlar, yaşanan yaralamalı ve ölümlü iş kazaları, şantiyenin dere yataklarına bıraktığı kanalizasyon atıkları, Akkuyu’da yol açtığı doğa ve ağaç katliamı ve en son trafoda yaşanan yangın kazası ve duyumlarla bilgi sahibi olduğumuz yaralanan 2 işçi…
Daha sayamadığımız onlarca sorun…
Trafo ile ilgili gündeme gelen yıldırım düşmesi iddiası ve yağan bir yağmur sonrası oluşan, bu kadar kolay önlem alınabilecek teknolojik sistemlerin olmasına rağmen, bir doğa olayına bile çözüm üretmemiş olan Rosatom’un kontrolünde işletilecek olan nükleer güç santralinde ileride neler yaşanabileceğini tahmin etmek bile istemiyoruz.
En son 31.10.2021 tarihinde gece saatlerinde aldığımız bir haberde, nükleer santral inşaatının olduğu yerde trafo patladı. Sorumlu şirketin açıklamasına göre; “yıldırım düşmesi sonucu oluşan patlama kısa sürede kontrol altına alındı” denildi.
Şirketin açıklamasını doğru kabul etsek bile, sıfır hata ve kazayla çalışması gereken nükleer santrale güç sağlayan ve her türlü ileri teknoloji koruma donanımına sahip olması gereken trafo, bir yıldırım düşmesi sonucu patlıyorsa, birkaç yıldırımla(!) nükleer santralin patlamayacağının garantisi nedir?
Akkuyu Nükleer Güç Santrali şalt tesisinde 31.10.2021 tarihinde yaşanan yangın olayıyla ilgili yerinde inceleme yapılamamış olunması ile birlikte aldığımız duyumlar durumun ne kadar ciddi olduğunu göstermektedir. Şalt tesisinde çalışma yapıldığı esnada oluşan bu iş kazası ile ilgili:
1 -Yıldırım düşmesinden dolayı yaşandığı ifade edilen kazada teknik sorunlar var mıdır?
2-Kaza anında elektrik akımına maruz kalarak herhangi bir can kaybı yaşanmış mıdır? Eğer yaşandı ise kaç teknik elaman bu duruma maruz kalmıştır?
Bu acı olay ile ilgili yetkilileri kamuoyuna ivedi olarak doğru bilgilendirmelerine davet ediyoruz. Yaşanan bu kazanın da takipçisi olacağımızı buradan yetkililere bildiriyoruz.
Çok daha basit ve standart yapım işlerinde bile yaşanmayan kazalar Akkuyu nükleer güç santrali inşaatında her an yaşanan ve sonu çok acı haberlerle biten olaylar haline dönüşmüştür. Sadece Mersin için değil tüm Türkiye ve Akdeniz coğrafyası için açıkça bir tehdit oluşturan güç santrali inşaatı adeta felaketlerin merkezi haline gelmiştir. Bu bir tüp patlaması değil… Başta Mersin’i ve hemen sonrasında bütün Akdeniz havzasını yok edecek böyle bir kazanın bedelini Mersin ve çevresinde yaşayan insanlar dahil bütün canlılar ödeyecektir. Ülkemiz için çok daha acı sonların yaşanmasına sebep olmadan inşaatın durdurulması ve yaşanan kaza ile nükleer sevdasından vazgeçilmesi elzem haline gelmiştir.
Ne Mersin’de ne Sinop’ta, ülkemizin ve Dünya’nın hiçbir yerinde nükleer santral istemiyoruz. Her şey için çok geç olmadan, nükleer sevdasından vazgeçin çağrımızı buradan bir kere daha yüksek sesle haykırıyoruz.
“YAŞAMAYI SEÇ, NÜKLEERDEN VAZGEÇ”
Mersin Nükleer Karşıtı Platform