NÜKLEER KARŞITI PLATFORM BASIN AÇIKLAMASI
FUKUŞİMA’NIN YIL DÖNÜMÜNDE NÜKLEER SANTRALLARDAN VAZGEÇİN!
Bugün, insanlık tarihinin en büyük felaketlerinden biri olan Fukuşima Nükleer Santral faciasının yıl dönümü.
Japonya’yı, 11 Mart 2011’de vuran deprem ve tsunaminin ardından, 9 yıl geçti. Kazadan sonra 30 km çapındaki alana giriş yasaklandı; yaklaşık 160 bin kişi radyo aktif maddeden etkilendi. Aradan geçen onca yıla rağmen, facianın yarattığı tehlike daha da vahim boyutlara ulaştı. Kendi yarattığı teknoloji karşısında acizleşen insanlık, çareyi reaktörleri kapatmakta buldu. Binlerce yıl, milyarlarca canlının hayatını etkileyecek radyo aktif maddeler okyanus ve atmosfere yayıldı.
Çernobil felaketi ve ardından Fukuşima’da yaşanan facia, nükleer güç santrallarının ne kadar tehlikeli olabileceğini tüm dünyaya gösterdi. Canlılar için tehlikenin farkına varan birçok ülke, nükleer santrallarını kapatma kararı aldı.
Sanayileşme ile başlayıp, ilerleyen teknoloji ile birlikte önemi daha da artan enerji, dünyada ve Türkiye’de küresel sermayenin ana gündem maddesi haline geldi. Bu alanda uygulanan serbestleştirme politikaları ve tekelleşme ile birlikte, yerli ve yabancı sermayenin çıkarları doğrultusunda yıkım politikaları hayata geçirildi.
Ne yazık ki ülkemizde, AKP Hükümeti’nin iktidarda olduğu 19 yıllık süreçte, nükleer santral çalışmalarına hız verildi. Son yıllarda uygulanan neoliberal politikalar; elektrik enerji sektöründe yapılan özelleştirmeler, enerji sektörünün piyasalaştırılması, kamunun tasfiye edilerek piyasa talepleri doğrultusunda yeniden yapılanması kötü sonuçlar doğurdu. Bu kapsamda, kamu hizmeti olan elektrik enerjisi ülkemizde bir piyasa aracı olarak görüldü.
Uluslararası nükleer enerji şirketlerinin eskimiş teknolojisi ülkemize getirip, halkın parasını tekellere aktarmanın gerekçesi, “ileride oluşacak enerji açığı” olarak gösterildi.
Çıkar gruplarının tercih ve baskıları ile enerji alanında uygulanan yanlış politikaların kötü sonuçlarının çözümü, nükleer santrallarda arandı.
Nükleer silaha sahip olma sevdası ile de; Mersin Akkuyu, Sinop İnceburun, Kırklareli İğneada’ya nükleer güç santralı kurmak için çalışmalar başlatıldı.
Adeta akıl tutulması içinde hareket eden siyasi irade, halkın görüş ve önerilerini almadan; son derece pahalı, kirli ve tehlikeli nükleer enerji santrallarını, uluslararası çıkar çevrelerinin çabalarıyla ülke gündemine aldı.
Ülkemizin nükleer santrallardan üretilecek elektriğe kesinlikle ihtiyacı olmadığını biliyoruz. EPDK’nın projeksiyonlarına göre; ülkemizdeki mevcut kurulu elektrik enerji kapasitesi, 2030 yılına kadar tüm ihtiyaçları karşılayabilecek düzeydedir.
Dolayısıyla, AKP iktidarlarının, artan enerji ihtiyacını karşılamak için nükleer enerji santrallarının zorunlu olduğu yönündeki iddiası, kesinlikle gerçek dışıdır.
Nükleer santralların olası bir kaza sonrası yaydığı radyasyonun etkileri yüzyıllarca devam edecektir.
Bulunduğu bölgede hızlı şekilde yayılan radyasyon canlıları ve doğayı yok etmeye yetecektir.
Ayrıca nükleer santralların atık sorununa da çözüm üretilememiştir.
Fukuşima Nükleer Santral faciasının 9. yıl dönümünde yetkililere sorumluluklarını bir kez daha hatırlatıyoruz.
Yaşam ve çevre felaketi yaratacak, pahalı elektrik üretecek, Türkiye’yi daha da dışa bağımlı hale getirecek nükleer güç santral yapımından derhal vazgeçin.
Toplumun itirazlarına ve isteklerine kulak verin.
Nükleer santral, termik santral, siyanürlü maden aramaları gibi rant projelerini acilen sonlandırın.
Kamusal bir anlayış içinde sermayeden yana değil, halktan yana kararlar verin.
Toplumsal hiçbir yararı olmayan, aksine büyük yaşamsal riskler taşıyan nükleer güç santrallarından vazgeçin.
Bizler, kar hırsı ile yaşam alanlarımızın elimizden alınmasına asla izin vermeyeceğiz.
Kurulması planlanan nükleer güç santral projeleri iptal edilene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.
Bu onurlu mücadelemizden de asla vazgeçmeyeceğiz.
Nükleere Hayır Yaşama Evet
Nükleere İnat Yasasın Hayat
Nükleer Maceraya Hayır
NÜKLEER KARŞITI PLATFORM SEKRETARYASI
11 MART 2020