HaberlerMANŞETNKP

TEHLİKE ÇANLARI ÇALIYOR! AKKUYU NÜKLEER SANTRAL İNŞAATI ALARM VERİYOR…

Mersin Akkuyu Nükleer Santral inşaatında reaktörün oturacağı temelin bazı bölümlerinde üçüncü kez çatlak oluştuğuna ilişkin haberler kamuoyunda büyük tedirginlik ve endişe yaratmıştır.

Rusya’nın tüm nükleer faaliyetlerini yürüten devlet şirketi Rasatom tarafından Mersin’in Gülnar İlçesi Büyükeceli mevkiinde inşa edilen nükleer santral inşaatında, reaktörün oturacağı temelin bazı bölümlerinde çatlaklar oluştuğu, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun (TAEK) talimatıyla çatlak bölümlerin kırılarak yeniden yapıldığı, olayın üzerinden aylar geçtikten sonra kamuoyu tarafından öğrenilmiştir. Bu defa 10 Ocak 2021 tarihinde CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın inşaat alanından kaydettiği;  reaktörün oturacağı temelin bazı bölümlerinde yeniden oluşan çatlaklar ve zeminden sızan su görüntüleri sosyal medya üzerinden ulusal ve yerel basına yansıtılmıştır.

İnşa aşamasında olan nükleer santralın, son dönemde sık sık arıza haberleriyle tüm dünyanın ilgi odağı haline gelen Belarus Ostravets Nükleer Santralı’nın VVER 1200 reaktör tipiyle aynı olması da toplumdaki endişeyi katlamış, barındırdığı hayati riskler nedeniyle facia doğuracak nükleer santral projesinden acilen vazgeçilmesi gerçeği bir kez daha ortaya çıkmıştır.

Ne yazık ki ülkemizde, toplumdaki büyük dirence rağmen AKP Hükümeti’nin iktidarda olduğu süreçte; artan enerji talebi, enerjide dışa bağımlılığın ve cari açığın azaltılması gibi gerekçelerle nükleer santral çalışmalarına hız verilmiştir. 3 Nisan 2018 tarihinde Akkuyu Nükleer Santralı’nın üçüncü kez temel atma töreni yapılarak, Türkiye’nin elektik ihtiyacının yaklaşık yüzde 10’unu karşılayacak, 4 bin 800 megavat kurulu güce sahip santralın ilk ünitesinin 2023’te devreye alınması için düğmeye basılmıştır. Kalan 3 ünitenin ise birer yıl arayla 2026 sonuna kadar işletmeye alınması planlanmaktadır.

Danıştay 14. Dairesi’nin Akkuyu Nükleer ÇED İptal dava dosyasında; nükleer santral projesinin başlangıcından itibaren, Rosatom’un doğrudan veya dolaylı olarak yüzde 100 hisse payına sahip olacağı, diğer yandan ülke topraklarımızın 60 yıl boyunca nükleer atık deposu olarak kullanılacağı ve nükleer yakıtların güvenliği konusunda bir planın bulunmadığı açıkça belirtilmişken, Türkiye ile Rusya arasında yapılan Enerji Transferi Anlaşması’nın 16. Maddesi’ne göre ise olası bir kaza durumunda Rusya’nın ve Rus Şirketi Rosatom’un hiçbir sorumluluğu olmayacağı hükme bağlanmıştır. 

Çernobil ve Fukuşima felaketlerinin sonuçları ortadayken Ülkemizde, “milli enerji” politikaları ve savunma ihtiyacı bahane edilerek, nükleer lobilerin desteği ile gerçek dışı enerji krizleri yaratılarak, kamu bütçesi yağma ve talana açılmıştır. Basına servis edilen haberlerle Mersin Akkuyu’da, Sinop İnceburun’da kurulması planlanan nükleer santrallar tek taraflı ve yanlı bilgilerle kalkınmanın anahtarı olarak sunulmuştur.

Küresel salgın döneminde siyasi iktidar, sosyal devlet olma anlayışında uzak; pandemiyle mücadeleyi sağlık emekçilerinin sırtına yüklerken, kendi iktidarını pekiştirme derdiyle toplumun çözüm bekleyen birçok sorunu yerine çıkar çevrelerinin öncelikleri doğrultusunda; pahalı, kirli ve son derece tehlikeli nükleer santralları antidemokratik yollarla dayatarak, halkımızın yıllar içinde özveriyle oluşturduğu kamu kaynaklarını uluslararası tekellere aktarmıştır.   

Nükleer Karşıtı Platform (NKP) Bileşenleri olarak; Ülkemizde yaklaşık 3 milyon mesken abonesinin elektrik faturalarını ödeyemediği, aileleriyle elektriği ödemek için destek alanların sayısının yaklaşık 10 milyonu bulduğu bir ortamda, yoksulluk içinde yaşam mücadelesi veren halkımıza, işsizlik sarmalına takılan gençlerimize, uzaktan eğitim olanağına sahip olamayan çocuklarımıza, pandemi döneminde bile sağlık hizmeti alamayan milyonlarca kişinin ihtiyaçlarına yönelik politikalar üretilmesini talep ediyor, nükleer santrala ayrılan 22 milyar gibi dev bütçelerin halk yararına kullanılmasını istiyoruz.

Çevreye, doğaya, hayvana, insana zarar veren hiçbir enerji yatırımı meşru değildir; alınan yanlış kararlardan derhal vazgeçilmelidir. Akkuyu’da nükleer santral inşaatı bir an önce durdurulmalı, Sinop’ta kurulması planlanan nükleer santral projesi iptal edilmelidir. Akkuyu Nükleer Santralı’nın başta Mersin olmak üzere Akdeniz ve çevresinde geri dönülemeyecek felaketler yaşanmasına neden olacağı unutulmamalıdır.

İnşaat aşamasında olan tesisin henüz faaliyete geçmeden böyle bir sorunla karşı karşıya kalmasını bir uyarı olarak değerlendiriyor, dünyada ve Ülkemizin hiçbir yerinde; ne Akkuyu’da ne de Sinop’ta nükleer santral istemiyoruz.

Nükleer Maceraya Hayır!

Nükleere İnat Yasasın Hayat!

NÜKLEER KARŞITI PLATFORM
13 OCAK 2021

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir