NÜKLEER KARŞITI PLATFORM BASIN AÇIKLAMASI
METSAMOR NÜKLEER SANTRALI’NIN HEDEF ALINMASINI KINIYORUZ!
Azerbaycan ve Ermenistan arasında tırmanan gerginlik çatışmaya dönüşmüş,
karşılıklı tehditler, Ülkemiz ve sınır komşularımızın ulusal güvenliğini
tehlikeye sokmuştur.
Ermenistan ordusunun, 12 Temmuz 2020 tarihinde Tovuz Bölgesi’nde Azerbaycan mevzilerini top atışlarına tutması ve Azerbaycan ordusunun karşılık vermesi üzerine iki ülke arasında çıkan çatışmalar giderek şiddetini arttırmış; Ermenistan’ın Azerbaycan’daki Mingeçevir Barajını vurma tehdidinin ardından, Azerbaycan da adeta bir “akıl tutulması” içerisinde Ülkemize sadece 16 kilometre uzaklıkta olan Metsamor Nükleer Santralı’nı hedef göstermesi büyük tedirginlik ve endişe yaratmıştır.
Metsamor Nükleer Santralı 1977 yılında Çernobil ve Fukuşima ile aynı teknoloji kullanılarak Rosatom tarafından inşa edilmiş, 2005 yılında ömrünü tamamlayan santral günümüz koşullarında da ısrarla faaliyetine devam ettirilmiştir. Ermenistan ve Bulgaristan’da, Ülke sınırımızın hemen yanında, adeta görülmemiş güçte yıkıcı saatli bomba niteliği taşıyan santrallar, ulusal güvenliğimiz açısından büyük tehdit oluşturmaktadır. Son derece eski teknolojiye sahip bu santralların çalışması bile büyük bir tehdit unsuru iken, Metsamor’a olası bir saldırı sonucunda; Iğdır, Kars ve Ağrı illerimiz başta olmak üzere, Erivan, Nahçıvan, Gürcistan, İran gibi sınıra komşu ülkeler ve hatta Avrupa için de hayati tehlike oluşturacağı oldukça açıktır.
Azerbaycan hükümetinin Çernobil ve Fukuşima facialarının sonuçlarına rağmen, pervasızca nükleer santralı hedef aldığını dillendirmesini kınıyoruz. Nükleer santralların barındırdığı risklerin sonucu, yaşanan büyük felaketlerle acı bedeller ödenerek tüm dünya kamuoyunca görülmüşken, ülkeler arasında çıkan savaşlarda saldırı hedefi olarak gösterilmesini kabul etmiyoruz. Ayrıca, Azerbaycan’ın Metsamor Nükleer Santrali’ni hedef alma tehdidinin uluslararası hukuk kurallarına özellikle de Cenevre Konvansiyonu Birinci Ek Protokolü’ne aykırılık teşkil ettiğini, ve uluslararası savaş konvansiyonu kapsamında suç işlendiğini hatırlatıyoruz.
Ortadoğu bölgesinde Ülkemize komşu ülkelerde, her geçen gün emperyalist güçlerin, bazı örgütler eliyle tırmandırdığı şiddetin arttığı, çıkar savaşlarının giderek büyüdüğü bilinmektedir. Buna rağmen AKP hükümetlerinin tüm uyarılara rağmen; Mersin Akkuyu’da, Sinop İnceburun’da nükleer santral kurma girişimlerinden geri adım atmadığı görülmektedir. Kapitalist dünyanın rekabet ortamında her an çıkarları çatışma noktasında ülkemizle karşı karşıya gelebilecek Rusya’nın ya da diğer yapımcı ülkelerin denetiminde ve kontrolünde Akkuyu başta olmak üzere belirlenen yerlerde faaliyete geçirilecek santral ile ulusal güvenliğimiz tehditlere açık hale getirilmekte; nükleer santrallarda yaşanacak olası bir kaza ya da düzenlenecek bir saldırıda yitirilecek büyük ölçekteki insan yaşamları ve doğal kaynaklar umursanmamaktadır.
Ermenistan- Azerbaycan arasında yaşanan çatışmada bir nükleer santralın hedef konusu yapılmasının insani yönden kabul edilemezliğinin önemle altını çiziyoruz. Bölgemizde savaşın değil, diplomasi, barış ve karşılıklı dayanışmayla kalkınmanın egemen kılınmasını istiyoruz. Dış politikamızın, bir an önce, çatışmacı politikalardan, Cumhuriyetimizin kuruluş ayarı olan “Yurtta barış, dünyada barış” ilkesine dönmesini istiyoruz. Ülkemizin, pahalı, riskli, kirli ve dışa bağımlı nükleer santrallara ihtiyacı olmadığını biliyoruz. Ülke kaynaklarının, küresel finans-kapitalin piyasacı politikalarıyla, yandaş sermayeye peşkeş çekilerek, halkımızın karanlık bir geleceğe doğru sürüklenmesini istemiyoruz.
Toplumsal hiçbir yararı olmayan, aksine büyük yaşamsal riskler taşıyan nükleer güç santrallarından vazgeçilmesi çağrımızı bir kez daha yineliyoruz. Hayatımızın ve yaşam alanlarımızın tehdit altında bırakılması kabul etmiyor, kurulması planlanan nükleer santral projelerinin derhal durdurulmasını, Ülkemizde ve dünyada, hem bugün hem de gelecekte, nükleer santralların tamamen hayatımızdan çıkartılmasını istiyoruz.
AKP hükümetini, Azerbaycan’ın Metsamor Nükleer Santralı’na yönelik yapılacak bir saldırının Ülkemiz ve bölgemiz açısından doğuracağı ağır sonuçların hatırlatılmasına ilişkin göreve çağırıyor, Azerbaycan hükümetinin nükleer santrala yönelik tehditleri karşısında, Dünya Atom Enerjisi Kurumunun ve Birleşmiş Milletlerin acilen önleyici tedbirler almasını talep ediyoruz.
Nükleere Hayır Yaşama Evet!
Nükleere İnat Yasasın Hayat!
Nükleer Maceraya Hayır!
NÜKLEER KARŞITI PLATFORM
20 TEMMUZ 2020