MERSİN NKP NÜKLEER YAKIT BASIN AÇIKLAMASI
Değerli kurum temsilcileri, nükleer karşıtları, basın emekçileri
26 Nisan 2023 Çernobil Nükleer Felaketinin 37. Yıl dönümü. Çernobil ve Fukuşima nükleer felaketlerinden ders almayan siyasi iktidar ve sermaye sahipleri Akkuyu Nükleer Santralinin inşaatını inatla sürdürmekteler. Çernobil Nükleer Felaketinin 37. Yıldönümünün hemen ertesinde 27 Nisan’da Akkuyu’yu nükleer saha haline getirmek üzere nükleer yakıt çubuklarını getirerek seçim propaganda dönemi içinde bir “açılış töreni” yapacaklarını duyurdular.
Mersin Nükleer Karşıtı Platform ve tüm nükleer karşıtı kurum, kuruluş ve aktivistler Akkuyu’ya nükleer yakıt getirilmesine karşıdır. Akkuyu’ya nükleer yakıt getirilmemelidir. Nükleer karşıtları Enerji Bakanına
Nükleer santralin insanlara, canlılara, doğaya, çevreye, ekosisteme zararlı etkileri; reaktörün Akdeniz’in 30 dereceyi artan sıcaklıktaki suları ile soğutulması, işletme, deprem, güvenlik riskleri; nükleer yakıtın taşınması, korunması, nükleer atıkların saklanması ve bertarafı konularında bilgi vermesini talep eden sorular yönelttiler. Bu sorular nükleer karşıtı milletvekilleri tarafından TBMM’de de soru önergesi olarak verildi.
“Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, 27 Nisan’da ilk nükleer yakıtın Akkuyu’ya geleceğini duyurdu. Rusya’dan getirilecek yakıt çubukları ve Akkuyu Nükleer Santrali’nin operasyona başlatılmasına dair aşağıda sorularımızın yanıtlanmasını rica ederiz.
- Türkiye’nin elektrik ihtiyacının %10’unu karşılayacağı iddiasıyla Akkuyu Nükleer Santrali’nin reaktörlerinden birinin 2023 yılı içinde devreye alınması için uranyum yakıtı nereden, hangi firmadan ve kaç kg/ton ağırlığında temin edilecektir? Bu yakıt çubuklarının maliyeti ne kadar olacaktır?
- Akkuyu NGS için kullanılacak yakıt çubuklarının taşıma, yerleşme ve saklama konularında denetçi kurum kim olacaktır? Nükleer Düzenleme Kurumu Kapsamında TENMAK’ın bu süreçleri dahiliyeti nasıl olacaktır? Tesisin inşaatı henüz sürdüğü göz önüne alınırsa 27 Nisan’da geleceği söylenen yakıt nerede muhafaza edilecektir?
- Akkuyu NGS reaktörünün kullanılan yakıt çubukları tesis sahasındaki havuzlarda 20-30 yıl soğutulduktan sonra bu yakıt çubuklarının içindeki plütonyumun Rusya tarafından kullanılması için Rusya’daki tesise gönderileceği bilgisi doğru mudur? Bu nakil sırasında güvenli bir şekilde taşınması ve olası kaza/sızıntı risklerine dair sorumluluğu üstlenecek kurum ve ülke kim olacaktır.
- Akkuyu sahasının, ilk ruhsatın verildiği 1976’da ‘Nükleer santral inşaatına uygun ve sismik açıdan güvenli’ olarak kabul edilmişti. Ancak Akkuyu Nükleer Santrali’nin Ecemiş-Deliler fayı ile bu fayın Akdeniz’deki devamı olan Biruni fayına yakın olduğu ve 7 şiddetinde bir depremin beklendiği belirtilmektedir. Ayrıca 2022 yılında Akkuyu’ya 150 kilometre uzaklıkta, Kıbrıs açıklarında meydana gelen 6.4 büyüklüğündeki depremden de etkilendiği belirtilmektedir. Akkuyu Nükleer Santrali için, Akkuyu’ya 150 km uzaklıktaki gerçekleşen deprem ve bölgeye çok yakın aktif fay hattı üzerinden olduğunun belirtilmesi ile beraber fay hattından etkilenme, deprem ve tsunami riski konusunda detaylı bir değerlendirme yapıldı mı? NGS için 300 kilometre mesafeye kadar deprem riskinin etkili olduğu dikkate alınmakta mıdır yoksa yalnızca bilim insanlarının ifade ettiği gibi yakın bölge fayları mı dikkate alınmaktadır?
- Rusya’da nükleer yakıt çubuklarının içinden plütonyum alındıktan sonra Rusya yasalarına göre muhafaza edilmesi mümkün olmayan nihai nükleer atığın Türkiye’ye nasıl geri gönderilmesi öngörülmektedir? Söz konusu nihai nükleer atıkların “2022 yılında TENMAK’a tahsis edileceği öprenilen Radyoaktif Atık Yönetimi Merkezi, Radyoaktif Atık Bertaraf ve Depolama Yerleşkesi”nde mi depolanması öngörülmektedir? Söz konusu nihai nükleer atık sahası depremsellik riski analiz edilmiş midir? Nihai atığın taşıma ve ve muhafazasının maliyeti ne olacaktır? Nihai atığın kaç yıl muhafaza edilmesi gerekmektedir? Nihai atığın taşınma ve saklanma süreçlerinde sorumluluk ve kontrol kimde ve hangi kurumlarda olacaktır?
- Akkuyu NGS’nin soğutma suyunun deşarj aşamasında yüksek olması nedeniyle Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği’nde Akdeniz’in sıcaklığının 35 dereceyle sınırlayan maddede değişiklik yapılmak istendiği doğru mudur? Bu durumda değişecek Akdeniz ekosisteminin yaratacağı biyoçeşitlilik riski için bir değerlendirme çalışması yapılmış mıdır?
- Akkuyu NGS soğutma suyu 28 derecenin üzerine çıkmaması gerekirken, 2022 yılı Ağustos ayında deniz suyu sıcaklığı 30,5 dereceye çıkmış olup, bu yıl deniz suyu sıcaklığının daha da yükseleceği projeksiyonları varken, Akkuyu NGS 30 dereceyi aşan deniz suyu sıcaklığıyla nasıl çalıştırılacaktır?
- Akkuyu NGS’ye yakıt sevkiyatı hangi yoldan yapılacaktır? Eğer İstanbul Boğazı kullanılacaksa kaza ve deprem riski konusunda bir eylem planı hazırlandı mı?
- Uluslararası hukuktaki “ ihtiyatlılık “ ve “öngörülebilirlik” ilkeleri gereğince devletler insan hakları ihlallerinin ve zararın meydana geleceğini öngörmek zorunda olup, bu ilkeler doğrultusunda olası zararlardan sorumlu tutulmaktadırlar. 2004 Protokolü ile 01.01.2022 tarihinde yürürlüğe giren ve TBMM tarafından da onaylanan Nükleer Enerji Alanında Üçüncü Taraf Sorumluluğuna İlişkin Sözleşme (Paris Sözleşmesi)ne istinaden Akkuyu nükleer santralinde meydana gelecek bir kaza ve/veya nükleer felaket sonrasında “ sınır aşan kirlilik “ nedeniyle Türkiye tüm Akdeniz ülkelerine karşı sorumlu olacaktır. Diğer yandan Nükleer Düzenleme Kurumu Kanununa göre santralin sahibi ve işletmecisi Rusya’nın üstleneceği sorumluluk tutarı sadece 300 milyon Euro olup, santralin olası zararı bu teminatın yaklaşık 3000 katı olacağından geri kalan risk tutarının nasıl karşılanması planlanmaktadır ? “
Diğer yandan nükleer karşıtı platformların, ekoloji, çevreyi, doğayı koruma örgütlerinin, DİSK, KESK, TMMOB, TTB ve çok sayıda demokratik kitle örgütlerinin imzaları ile kamuoyuna, siyasi iktidara ve siyasi partilere yönelik olarak Akkuyu’ya nükleer yakıt getirilmemesi, nükleer santral inşaatından ve projelerinden vazgeçilmesini talep eden AKKUYU’YA NÜKLEER YAKIT GETİRİLMEMELİ! başlığıyla bir uyarı duyurusu yapılmıştır.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, 29 Mart 2023 tarihinde basına verdiği demeçte, “Akkuyu’da sona yaklaşıyoruz. 27 Nisan’da ilk nükleer yakıt tesisimize geliyor. Böylece Akkuyu nükleer tesis statüsü kazanacak” şeklinde bir açıklama yapmış, aynı akşam Partili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise santralın açılışına dair bir televizyon kanalında, “Nisan’ın 27’sinde bir ihtimal belki Sayın Putin de gelecek. Veya birlikte online sistemle bağlanacağız, Akkuyu’nun inşallah ilk adımını atacağız” ifadesini kullanmıştır.
Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu Rosatom’un Genel Müdürü Aleksey Likhachev ise Akkuyu Nükleer Güç Santralı’nda (NGS), “… Bu bahar santrala taze nükleer yakıt teslim edilecek ve böylece Akkuyu NGS sahası nükleer santral statüsü alacak. … Üçüncü çeyrekte ise birinci ünitede genel inşaat ve montaj işlerini tamamlayarak devreye alma aşamasına geçeceğiz. Daha sonra birkaç ay içinde UAEA gerekliliklerine uygun olarak ekipmanı ve yakıtı doğrudan reaktörde test edeceğiz” şeklinde açıklamalarda bulunmuştur.
Rosatom şirket sorumluları birinci reaktördeki inşaat çalışmalarının 2023 yılı üçüncü çeyreğinde tamamlanabileceğini, ülke yöneticileri ise 27 Nisan 2023 tarihinde santrala nükleer yakıtların getirilerek santralın açılışının yapılacağı yönünde birbirleriyle tamamen çelişen açıklamalar yapmışlardır.
Nükleer yakıt çubuklarının getirilmesi ülke geleceği için büyük bir tehdittir.
Meslek örgütleri, bilim insanları ve Türkiye halkının tepkilerine rağmen, nükleer santral projeleri ısrarla gündemde tutulmaya çalışılmakta olup, Akkuyu’da sorunlu inşaat süreci ise devam etmektedir. Sinop’ta ise 2019 yılında maliyet artışları nedeniyle Japon yüklenici şirketin projeden çekilmesi ve Sinop NGS Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu raporuna karşı açılmış olan davanın daha sonuçlanmamasına rağmen Rus şirketler ile pazarlıklar yapılmaktadır.
Dünyadaki ilk “Yap, Sahip ol, İşlet” modeline sahip Akkuyu NGS, hem ekonomik hem sosyal çevre felaketine yol açacaktır.
Nükleer santralın proje maliyeti içinde olmayan atık yakıt çubuklarının ve çalışma süresinin bitiminde santralın bertaraf maliyetini, ekosisteme, canlılara, insan sağlığına, tarıma, balıkçılığa verdiği zararların maliyetini proje maliyetine eklediğimizde projenin iptalinden doğacak ekonomik kayıp ile karşılaştırılamayacak ölçüde ekonomik zarar önlenmiş olacaktır.
Bizler, ülkemizde faaliyetlerini sürdüren; meslek odaları, sendikalar, dernekler ve sivil toplum kuruluşları olarak hiçbir koşulda nükleer yakıtın Mersin Akkuyu’ya getirilmesini kabul etmiyoruz. Ne dünyada ne ülkemizde nükleer santral istemiyoruz. Ülke geleceğimizin nükleer felaketlerle yok edilmesine izin vermeyeceğiz.
Ülkemize felaket getirecek nükleer santrallara karşı duyarlı tüm kurumları ve nükleer karşıtlarını mücadeleye çağırıyor, mali açıdan büyük kamu zararı doğursa da “nükleer santralı kapatacağız” demeyen hiçbir siyasi partiye oy vermeyeceğimizin altını çiziyoruz. “
Mersin’de 26 Nisan 2023 Çarşamba Günü Türkiye’nin her yanından nükleer karşıtı aktivistlerin, nükleer karşıtı platformların, demokratik kitle örgütlerinin, siyasi partilerin ve tüm nükleer karşıtlarının katılacağı bir etkinlikle bu uyarılar bir kez daha hep bir ağızdan yüksek sesle haykırılacaktır.
- Nükleer yakıtın Akkuyu’ya getirilmesini istemiyoruz.
- Ülkemizi bu felakete sürüklenmesine seyirci kalmayacağız.
- Nükleere İnat Yaşasın Hayat!
MERSİN NÜKLEER KARŞITI PLATFORM