“BU KADAR DA OLMAZ!” DEDİRTEN UYGULAMALARA BİR YENİSİ EKLENDİ:
ÇED RAPORU OLMADAN NÜKLEER SANTRAL İNŞAATINA BAŞLADILAR!
İnsanlık her anlamda ileriye giderken; daha özgür, daha demokrat, daha barışçıl, doğayla daha uyumlu yeni bir hayatın arayışları bütün dünyada sürdürülmeye çalışılırken; ne yazık ki ülkemizde tam tersi bazı gelişmeler yaşanıyor.
Kralların, padişahların “istersem asarım, istersem keserim” anlayışından, uzun mücadeleler sonucunda bugünkü “hukuk devleti” kavramına geldik. Toplumsal hayat; donuk olmayan, toplumla birlikte giderek değişen ve dönüşen yazılı kurallara bağlıdır. Bunun bir anlamı da şudur: Seçimle iktidara gelmiş olsan bile her istediğini, istediğin gibi yapamazsın. Bizler, iktidar zehirlemesinden dolayı, bir türlü anlamak istemeyenlere bu basit gerçeği her defasında hatırlatmayı ve anlatmayı görev biliyoruz.
Hatırlanacağı gibi; AKP iktidarı ülkemizde nükleer santral kurmak için gereksiz bir inatlaşma ve zorlamayla Mersin- Akkuyu’ da nükleer santral kurma işini yasal itirazlardan kaçırabilmek için devletlerarası bir anlaşma yaparak, Rus devlet şirketine verdi. Bu şirketin henüz ÇED raporu almadığı halde inşaat çalışmalarına başladığı belgelenmiş bulunmaktadır.
Oysa Türkiye’de Çevre Bakanlığı kurulduğundan ve Çevre Kanunu kabul edildiğinden beri yatırımlar için Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu hazırlamak ve bu raporu bakanlığın onaylamış olması yasal zorunluluktur. Kanunun 10. maddesi bu konuda şöyle demektedir: “ÇED olumlu kararı alınmadıkça projelerle ilgili onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez; proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez.”
Şirketin daha önce hazırlattığı ÇED raporlarını AKP’nin Çevre Bakanlığı bile kabul etmemiştir. Çünkü, kullanılmış nükleer yakıt çubuklarının nasıl ve daha önemlisi nerede muhafaza edileceği ve kullanım ömrünü tamamlamış nükleer santralin söküm maliyetlerinin ne kadar olacağı ve kim tarafından karşılanacağı gibi hayati konularda Rus firması herhangi bir şey söylememektedir.
Kısacası, şu anda Akkuyu için onaylanmış bir ÇED raporu bulunmamaktadır. Çevre Kanunu’nun 15. maddesine göre; proje alanında yapılan bütün iş ve işlemler yasal mevzuata aykırıdır, inşaat faaliyetlerinin derhal durdurulması, yapılanların derhal düzeltilmesi ve sahanın eski haline getirilmesi, inşaata başlayan ve faaliyette bulunanlar hakkında da gerekli adli soruşturma ve işlemlerin yapılması gerekmektedir.
Her isteyenin her istediğini yapamadığı, orman kanunlarının değil hukuk devletinin geçerli olduğu onurlu bir ülkenin onurlu yurttaşları olmak istiyoruz, çok şey mi istiyoruz?
Çernobil ve Fukuşima’ da yaşanmış felaketlerden sonra Akkuyu veya Sinop’ta nükleer santral kurma konusunda neden bu kadar ısrar edilmektedir?
Yaşananlar nükleer santral inadının sadece bilime ve gerçeklere değil, aynı zamanda demokrasiye de aykırı olduğunu ortaya koyuyor.
“Aynı şeyleri yapıp, farklı sonuçlar beklemek; aptallığın en belirgin özelliğidir” diyen bilim insanı haksız sayılır mı?
Hükümete sesleniyoruz: Halkın sesine, bilime ve demokrasiye birazcık saygınız varsa, Akkuyu nükleer santral kararını derhal iptal etmelisiniz.
Bütün ülkeler vazgeçerken, nasıl kurtulacaklarını hesaplarken, AKP Hükümeti’nin nükleer santral konusunda inatla sürdürdüğü bu gözü kara, tehlikeli, hukuksuz ve ülkemizin geleceği ile kumar oynayan tutumunu 30 Mart 2014 yerel seçimlerinde oy kullanacak olan sağduyulu seçmenlerin değerlendireceğine inanıyoruz.
Saygılarımızla.
NÜKLEERE İNAT, YAŞASIN HAYAT!
NÜKLEER SANTRAL İSTEMİYORUZ!
NÜKLEER ANLAŞMALAR İPTAL EDİLSİN!
05 Şubat 2014
ADANA NÜKLEER KARŞITI PLATFORM